Cumhuriyet Dönemi Mimarisi
Ocak 27, 2021
Hilton Oteli-İstanbul |
Önceki yazılarımız da Modern ve Potmodern mimarlığa değinmiştik. Şimdiyse bizim kendi ulusal mimarlık akımı olan Cumhuriyet dönemi mimarlığı hakkında bir içerik hazırladım. Eğer daha fazla bilgi almak isterseniz kaynakça kısmında faydalandığım kaynağı belirttim. Çokta uzatmadan konuya geçelim.
Cumhuriyet dönemi mimarisinin ne kadar geliştiğini anlayabilmek için Cumhuriyet öncesine ve sonrasına bakmamız gerekir. Cumhuriyet öncesinde yani Osmanlının son zamanlarında ki mimarlık o kadar canlı ve sağlamdır ki bu mimari zihniyeti 19.YY'a kadar kendini hissettirmiştir. Özellikle köy ve kasaba gibi büyük şehirlerden uzak yerlerde eski mimari anlayış hiç bozulmadan devam etmiştir.
Büyük şehirler ise Ermeni ve Rum mimarlar tarafından ev mimarisi "sıra pencere" sistemine bağlı olarak yapılmıştır. Aslında bu mimarlara o zamanlar kalfa denmektedir ve anonim olarak mimarlık yapmaktadırlar. Aslında bu sayede batının özenti ve yapmacıklıklarının dışında kalınmaktadır.
Daha sonra yenileşme hareketleri başlamış ve ilk olarak saraylar da ve askeri binalarda başlamıştır. Mimarlar "Balyan" olarak adlandırılmıştır. Neo-Osmanlıcılık akımı ortaya çıkmıştır.
İlerleyen zamanlarda(1900'ler) Türkiye'ye yerleşen yabancı uyruklu mimarlar bu işi sürdürmüştür. Bu mimarlar Türk olmadıkları için gelenekten kopuk bir ev mimarisi(yazlık ev) gelişmiştir. İstanbul'un Anadolu yakasında ve Erenköy semtinde kendini göstermeye başlamıştır. Bölece ekonomik olarak refaha ulaşan azınlıklar kendilerine öz bir yapı biçimi meydana getirip büyük şehirler yapmışlardır.
Buraya kadar Cumhuriyet öncesi mimarisi hakkında bilgiler verdik. Artık Cumhuriyet Dönemi Mimarisi hakkında bilgiler vereceğiz.
Ankara Paşajı |
Cumhuriyet Dönemi Mimarisi
Bu dönemde olan tek mimarlık okulu Akademi'ydi. İki mimari tarz okutuluyordu(Osmanlı-Rönesans).Ayrıca o zamanlar Türkiye'de sınırlı sayıda yapı çalışması vardı ve bunlar Ankara'da toplanıyordu.
Ankara-Viyana Kübik Mimarisi
Cumhuriyet dönemi mimarisinin başladığı bu zamanda modern bir mimar aranıyordu. Biz modern ve batılı bir mimar ararken Avrupa kübik sanatta çok ilerlemişti. Bauhaus, Groupis, Mies vb. ünlü mimari fenomenler ortaya çıkmıştı. Viyana'da ise "Viyana dekor ekolü" hakimdi ve biz çeşitli nedenlerle bu ekolde ki kişilerle iş yaptık.Ankara yöresine ait malzemeler kullanıldı. Fakat yenilik olduğu için zor kabullenildi. Zamanla ortaya iyi işlerde çıkmadı değil. Belki de Başbakanlık Binası Türkiye'deki ilk modernist binadır.
Milli Mimari (Taş Devri) 1940-50
Kübik mimari anlayışla yapılan yapıların hızlıca eskimesi üzerine, daha dayanıklı malzemeler kullanılarak yapılar yapıldı. Akademi'de "Milli Mimari" seminerleri ile amacına ulaşan bu mimari anlayış Anadolu'daki "Türk Evleri" ni araştırmaya başlayarak bu evlerin karakteristik yapısı eski Çin evlerine dayandığı ortaya çıktı. Bu dönemde yapılan binalar yığma olarak taş kullanılarak inşa edildi. Mimarlar tarafından kolayca kabul edildi. Daha sonra Dünya'daki gelişmelerin ve olayların Türkiye'yi etkilemesi sonucu sona erdi.
Cinnah 19-Ankara |
Bu anlayışta Hilton Oteli uzun süre gündem de kalmıştır. Bunda ki en önemli etken Türkiye'nin ilk kez Amerikan yapı yöntemleriyle karşı karşıya gelmesidir. Aslında bu zamanlar da Amerika'da yeni yeni Modernist Mimari gelişmektedir. Savaş sonrası dönem de Amerika Dünya'daki bütün iyi mimarları çağırır. Onlara sınırsız kaynak sağlayarak iyi binalar yapmasını ister. Bunun sonucunda da Amerika'da mimari hızlı bir şekilde ilerlemiş. Ülkemize dönecek olursak Hilton Oteli o zamana kadar Amerika'da uygulanmamış bazı tekniklerle yapılmış ve klasik Amerikan otelciliğini yansıtmaktadır. Böylece ülkemize çeşitli yenilikler geldi. Bu mimarinin sorunu ise; yazın çok sıcak,kışın çok soğuk ve çok çabuk eskiyordu.
Yeni Dalga:Brüt Beton (1960-70)
Cumhuriyet dönemi mimarisinin bir diğer alt akımında ise malzeme olarak brüt beton kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu akımda ki amaç elemanları olabildiğince parçalamaktır. Elemanlar komposizyon içinde kaybolmayacaktır. Merdiven, balkon gibi elemanlar çevreleriyle ne kadar bağlantısız gözükürse o kadar iyidir.
Mimarlar daha çok "tasarım" işleriyle uğraşmış ve "tasarımcı" olmayı daha doğru bulmuşlar. Böylece ulusal mimarlık akımını özetlemiş olduk.
Kaynak
1.Elli Yıllık Cumhuriyet Mimarlığı-Sedat Hakkı Eldem
0 yorum